Ambalaj Sanayicileri Derneği Başkanı Zeki Sarıbekir, “2023 hedefimize 2022 sonunda ulaşabileceğimizi düşünüyoruz. Bu yüzden 2023 için yeni hedefimizi 10 milyar dolar olarak belirledik.” dedi.

Furkan Gençoğlu   |30.10.2022

    

İstanbul

Sarıbekir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu yılın ilk yarısında en çok ambalaj ihracatı yapılan ilk 5 ülkenin Birleşik Krallık, Almanya, İtalya, ABD ve İsrail olduğunu söyledi.

Avrupa pazarında çok güçlü olduklarını vurgulayan Sarıbekir, “Uzun yıllardır en çok ihracat yaptığımız ülkeler arasında ABD vardı ancak bu yıl 4’üncü sıraya yükseldi. Bu da bize Türkiye’nin ABD pazarında ne kadar önemli bir konuma geldiğini gösteriyor. ABD, alternatif pazarlar arıyor. Burada da Türkiye ön plana çıktı. Kaliteli üretimi ve tasarımıyla ambalaj sektörü çok daha iyi noktalara ulaşacak. Tedarik zincirinin bozulmasıyla birlikte Çin’den uzaklaşan ülkelerin durağı da Türkiye oluyor. Bu fırsatı çok iyi kullanarak ihracatta çok daha hızlı bir büyüme grafiği yakalayabiliriz.” diye konuştu.

Ürettiklerinin en az yarısını ihraç etmeyi hedeflediklerini aktaran Sarıbekir, şunları kaydetti:

“İhracatta yaşanan olumlu seyir sonrasında hedefleri de yukarı yönlü revize ettik. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılı olan 2023’te Türkiye ambalaj sektörünün pazar büyüklüğünü 25 milyar dolardan 30 milyar dolara, kişi başı tüketimi 298 dolardan 380 dolara, ihracatımızı ise 8 milyar dolara çıkarmayı hedefliyorduk. Ancak 2023 hedefimize 2022 sonunda ulaşabileceğimizi düşünüyoruz. Bu yüzden 2023 için yeni hedefimizi 10 milyar dolar olarak belirledik.

2030 sektör büyüklüğümüz için hedefimizi ise 50 milyar dolar, ihracat hedefimizi de 20 milyar dolar olarak belirledik. Bu doğrultuda 3 adımlık yol haritasında öncelikle ham madde üretimi için ülkemizde büyük yatırımlara destek verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Sektörümüzde plastik başta olmak üzere ambalaj malzemelerinin ham maddeleri ağırlıklı olarak yurt dışından temin ediliyor. Ham madde üretimine ağırlık verecek bu tür yatırımların üreticilerin maliyetlerini de uzun vadede indireceğini ve ihracat hızını artıracağını düşünüyoruz. Bunun için Türkiye Petrokimya Girişim Grubu kurulmalı. Bu sayede yüksek katma değerli ürünler üretip uluslararası arenada daha rekabetçi bir yapıya sahip olabiliriz.”

“Çin’in yaptığı gibi kendi atığımızı kullanmayı teşvik etmemiz gerekiyor”

Zeki Sarıbekir, Türkiye’nin en güçlü fuarlarından bir konumunda bulunan Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı’nı bu yıl 12-15 Ekim’de 27’nci kez düzenlediklerini bildirdi.

Sarıbekir, “Sektörün hedef pazarlardaki gücünü artırma ve yeni ihracat pazarlarına açılma amacına en iyi şekilde hizmet eden fuarımıza Ticaret Bakanlığımız tarafından yurt dışından alım heyeti organizasyonu da gerçekleşti. Batı Avrupa’nın yanı sıra Amerika ve Latin Amerika’dan da ziyaretçilerin ağırlandığı fuarımızda sayısız iş anlaşması imzalandı. 13 bini yabancı olmak üzere toplam 130 ülkeden 72 bin profesyonel ziyaretçinin ağırlandığı ve 4 gün boyunca devam eden fuarımıza bağlı olarak 17-28 Ekim’de Online Networking Günleri de düzenlendi. Böylelikle hibrit anlayış da sunan fuarımız, 2023 yılında ise 11-14 Ekim’de düzenlenecek.” şeklinde konuştu.

Sürdürülebilirlik konusunun ertelenemeyeceğine inandıklarını ifade eden Sarıbekir, şunları kaydetti:

“Atık malzemelerin geri dönüşüme kazandırılması çok büyük bir önem taşıyor. Çin’in yaptığı gibi kendi atığımızı kullanmayı teşvik etmemiz gerekiyor. Çin, geri dönüşüm sanayisini geliştirmek için dünyanın plastik atığını satın alıp sanayisini geliştirip yavaşça sıfıra getirdi. Bunun için biz de ülkemizdeki toplamayı ve geri dönüşümü geliştirecek sistemlerle uğraşmalıyız. Bu noktada ‘Yeşil OSB’ konusunu destekliyoruz. Buralarda üretilen ürünlerin de önü açık olacak. ISO 9000 ilk çıktığında ISO 9000 belgesi olmayanlar ihracat yapamıyordu. Gelecekte aynı şekilde karbon karnesi kötü olan ihracatçılar, ihracat yapamayacak hale gelecek. İhracatın artmasıyla bu durum birinci derecede paralel ilerliyor. Sanayi OSB’lere toplanıp şehirlerden çıkartılabilir. Bunları her zaman destekliyoruz. ASD olarak da bunun gündemde tutulması gerektiğine inanıyoruz. Sürdürülebilirlik, çevreci üretim Türkiye’nin geleceği. Çevresel sürdürülebilirliği önceliğe aldığımız zaman hem lojistik hem üretim kalitesi hem de rekabet gücümüz gelişecek.”